
Daha önce burada yazdığım yazıda çocuklar için programlamadan bahsetmiştim. Bu konuyu yazıda bırakmadım, okulda 1-2 bilgisayara kurdum. Çocuklara programdan bahsetmedim. Programın masaüstündeki kısa yolu şekli yanda gördüğünüz kedinin kafası.8.Sınıflar ile Bilişim Teknolojileri dersindeyiz.
Normal ders uygulamalarını yaptırmakta zorlandığım oyun meraklısı bir öğrencim programı oyun sanarak açtı. Programı rasgele kullanarak sahneye bir kedi ekledi. Sonra programın sol tarafındaki kontrolleri sırayla rastgele kodlama bölümüne sürükledi ve bıraktı. Ama sonucun ne olduğunu çıkaramadı.
Bu noktadan sonra ben müdahale ettim. Kediye verdiği kontrollere, tıklandığında ve sürekli kontrollerini ekledim. Programı çalıştırdığımızda http://scratch.mit.edu/projects/dijitalyerli/2167205 böyle bir sonuç çıktı. Başlangıç için iyi bir uygulama. Fareyi takip eden kedi. Tabi ki ses kontrolleri biraz fazla oldu ama. başlangıç için idare eder.
Diğer öğrenciler de merak edip toplaştılar, bir çoğu bende oynayacağım diye bağrışmaya başladılar.
Gelelim İyi, Kötü ve Çirkin'e;
- Öğrencinin kendi istekleri doğrultusunda eğitsel bir yönde çalışma yapması güzel.
- Öğrencinin yaptığı şeyin ne olduğunu bilmeden yapması kötü.
- Yaptıklarını rastgele keşfetmiş olması güzel
- Son eklediğim kontrolleri neden eklediğimi ve bu kontrollerin ne iş yaptığını öğrencinin dinlememesi çirkin
Bilişim Teknolojileri dersinin içeriği keşke böyle olsa. Programlama öğretsek çocuklara ama nerede... Umarım o günleri de görürüz.


Uzun süredir yer imlerim arasında yerini koruyan
Ben zamanında üniversiteyken (sanki üzerinden çok zaman geçmiş gibi) bir etkinlik düzenlemiştik. O etkinlikteki konuşmacı hocamız “RSS kullanan kaç kişi var” diye sormuştu. tabi tüm salon bunu “arases” olarak anlamış. Eski bloguma bu konuda bir şeyler yazmıştım. O blogtaki güzel ya da gerekli yazıları buraya taşıyorum. Blog ve hesap kalabalığı aradığımı bulmayı zorlaştırıyor.